30 Mayıs 2012 Çarşamba

Güzel Şeyler Neden Çabuk Biter, Mesela "Kedi Çimi" :)

Havalarda daha kendine gelememişken sokaktaki çimlere pek bir dönüp bakmıyorum açıkçası.. Hazır evde yapılmışı varken :)
Nasıl mı? Önce bu işleri yapacak en az 1 adet gönüllü bulunur. ve dışarıdan "kedi çimi" alması sağlandıktan sonra ekmesi için gerekli teknik destek sağlanır.(1 adet pati)


Çimin ambalajındaki az sevimli kedi :)


Tamam bazen çime dayanamıyor olabilirim ama napayım...

Tadı çok güzel :)


Bazen abartıyor da olabilirim :)

Ama neticede evet güzel şeyler çabuk bitiyor.. Evdekiler bunu "nutella" için düşünse de benim favorim "çiiiim" :) Aaaa ama olmuyor böyle, siz de örnek verin..başka neler var mesela "güzel olup da çabuk biten"??
Uykuuuuu da olabilir elbette ki :)

29 Mayıs 2012 Salı

İlk Sergi, İlk Heyecan, Hem de çok Eda'lı :)

Nerelere gittim nerelere :)
İşte buraya:



"Hoş Bulduuuuuk" dedim ve girdim içeri yavaaaşça :)
Bu karma sergiye katılanlardan bazılarını da kokladım, eh pek fena kokmuyorlardı..
İlk sergi,ilk heyecanı olanlardan bazılarıyla da tanıştım..
Bunlardan biri de Eda idi;


Resimlerinden serginin gözdesi;(isimleri ben ekledim, orijinalinde bu yazılar tabii ki yok :)


Ve ayrıca;

Veeeee;


Kendisini tebbrik eder,başarılarının devamını dileriiiiiiim :)
Bu arada sergi şöyle bir şeydi;


İsimlerini bilmediğim ama hoşuma giden diğer fotolar;


diğeri de;


İşte böyleeee...
Bu sergiyi bizlerle buluşturan herkese teşekkürler, hocalarına da saygılar :)
Aaa unutmadan, biri bana da süpriz bir resim yapmış diye duyduuuuum, hadi bakalııımmmm :)
- Lokumun renkli paleti :P

27 Mayıs 2012 Pazar

6 HAZİRAN VENÜS GEÇİŞİ İÇİN HAZIRLIKLAR TAMAMLANSIN :)

Bilmiyordum, öğrendim.. 6 Haziran 2012 tarihinde pek sevgili Venüs güneşin önünden geçecekmiş ve geçerken de bize göz kırpacakmış..tabii belli saatleri var bu gözlemin de..bakalım ayrıntılar ne diyor;
Erken uyanın ey ahali,ya da uyumayıverin bir gün de :)

"Venüs gezegeni 6 Haziran 2012 tarihinde Güneş diski önünden geçecektir. İnsanlık 1639 yılında bu tür olayların gerçekleşebileceğini fark ettiği zamandan beri sadece beş adet geçiş olayı gözleyebilmiştir. Bu türden geçiş gözlemlerinin ikili bir şekilde tekrarlandığı bilinmektedir. 2004 yılında gerçekleşen geçiş ile birlikte 2012 yılında gerçekleşecek olan geçiş bir ikili sistem oluşturmaktadır ve aralarında sadece 8 yıl gibi bir süre bulunmaktadır. Tarihsel olarak bakıldığında Venüs geçişlerine ilişkin iki ayrı dönemli geçiş zamanının bulunduğu görülebilir. 6 Haziran 2012 tarihinde Venüs geçişini gözleyemezseniz bu durumda 11 Aralık 2117 tarihini ve/veya 8 Aralık 2125 tarihini beklemeniz gerekecektir!!! Sonraki geçiş tarihleri dikkate alındığında bu gök olayının yaşamınızda görebileceğiniz son geçiş olacağını söylemek hatalı olmayacaktır."



Ayrıca;
"Venüs geçiş gözleminde dikkat edilmesi gereken en önemli noktalardan biri herhangi bir optik araç (teleskop, dürbün, mercek vb.) ile güneş’e doğrudan bakılmamasıdır. Göz sağlığınız için lütfen bu noktaya dikkat ediniz. Bu türden gözlemlerde genel olarak Güneş’e doğrudan bakılmaz ve bu amaçla çeşitli optik araçlar ile birlikte uygun donanımın kullanılması gerekir.

1. Teleskop + Filtre Sistemi ile gözlem: Teleskop yardımıyla doğrudan Venüs geçişini gözleyebilmek için teleskobun önüne veya uygun bir konuma yerleştirilecek güneş filtreleri kullanılmalıdır. Bu sayede güneş ışınları yeteri ölçüde azalacağından doğrudan gözle bakmak mümkün hale gelebilecektir. Ayrıca oküler kısmının uygun olması durumunda fotoğraf makinası, ccd kamera veya benzer bir dedektör kullanılarak görüntülerin kaydedilmesi mümkündür.
2. Teleskop + Yansıma Düzlemi ile gözlem: Bu tür gözlemlerde teleskop Güneş’e çevrilir fakat alt okülerden çıkacak olan ışınlar bir perde veya uygun bir ortama yansıtılır. Dolayısıyla gözlemci yansıtılan bu ortamda geçiş gözlemini izleyebilir. Bu tür gözlemlerde teleskobun okülerine yanlışlıkla da olsa kimse gözünü yaklaştırmamalıdır veya bakmamalıdır. Yansıyan görüntü herhangi bir kamera kullanılarak kayda alınabilir veya başka bir ortamda canlı olarak yayınlanabilir.
3. Gözlem Kutusu Sistemi ile gözlem: Bu amaçla basit mukavva veya karton bir kutu kullanılabilir. Kutunun ön kısmı uygun büyüklükte kesilerek bir alüminyum folya ile kapatılır. Ardından alüminyum folyanın orta kısmına uygun büyüklükte bir iğne kullanılarak delik açılır. Kutunun arka kısmındaki bölgesine beyaz bir kağıt yapıştırılması durumunda görüntü daha iyi görülebilecektir. Kutunun arka kısmındaki alanda Güneş diski ve Venüs gezegeninin geçişini görebilmek mümkündür. Gözlem boyunca delik kısmının Güneş doğrultusuna getirilmesi yeterli gözlemler için yeterli olacaktır." (Kaynak: http://rasathane.ankara.edu.tr/2012/Venus_Gecisi.htm)

Tabii ki bu husus da oldukça önemli.. Bu durumun farkında olan Bilim Çocuk Dergisi son sayısında Pino'nun çizimiyle 1 adet "Güneş İzleme Gözlüğü" hediye ediyor, yupppiiiii :) ki kendisi şöyle oluyor (benim adıma imzalı geldi 1 adet :)


Mutlu, keyifli seyirler :)
Not: Ankara Üniversitesi Rasathanesi için buraya bir tık lütfen :)

İsveç Eurovision 2012 Şarkısı: Loreen - Euphoria, tebrikler :)

Eurovision 2012'yi  1.sırada tamamlayan İsveç'i tebrik ederiiiim, şarkıları da :


Loreen abla kendisi :)

DİNOZORLARIN KRALLIĞI'NDAN BIYIKTA KALANLAR :)

Öncelikle NTV'ye teşekkür edelim.. neden? çünkü, duyduğuma göre bu belgesel 2012'de en iyi görsel efekt ödülü almış,İngiltere yapımı bir belgesel, hoş bir buluşturma bizim için :)



NTV'deki 19 Mayıstaki 1. bölüm daha çok "vaaay" şeklinde geçip de 26 Mayısta (bugün) yayınlanan 2.bölümü için kağıt ve kalem nimetlerinden faydalanayım dedim :)
Aklımda kalanlar: (Avcılar- Tebeşir Dönemi)
1. dinozorlar çeşidi ne olursa olsun kaçmanız gereken hayvanlar :) tamam bazıları heleki bebişleri çok tatlı kabul :) detaylı bilgi için buraya bir tık lütfen
2. arkeologlar&paleontolog'lar çok çalışan sabırlı insanlar ve minicik bir fosil/taştan ulaştıkları sonuçlar inanılmaz, saygıyla :)
tanıdığım ve sevdiğim bir paleontologtan bahsetmeden geçmek olmaz: ross geller,friends dizisinde monica'nın kardeşi :)

şöyle bir yerde çalışıyor:


3. 26 mayısta konusu geçen dinazorlara gelince(türkçe okunuşları ile vereceğim maalesef)
- predatör-x: t-rex'ten 4 kat daha güçlü ısırabiliormuş..vaaay,kanıtı da işte burada yazıyor :)


yürü be king kong kim tutar seni t-rex'e karşı :)
- pleziazor: suda yaşıyor bıcır bıcır
- trinazorlar: 
- daspilatazor:
- edmuntozor: kutuplara yakın,brrrr,gayet soğuk yerlerdeler..
- troodonlar: alaskada yaşıyorlar.. gözleri önde ve etkili(diğer birçoğununki yanlarda), vücuduna oranla beyinleri büyük, gece avlanıyorlar.. bu kısım ilginçti..neden diyecek olursanız? edmunto abiler/ablalar çook daha büyükler ama bu troodonlar alaskadaki uzuuun karanlık ve gece oluşumundan faydalanıp yavrucuklara saldırıyorlar,hmmm...
- sentrazor: şimdiki bildiğimiz gergdanlar.. hatta toplu bir fosil kalıntısı bulmuşlar onlardan, ama asıl sebep meğerse muson yağmurları sırasında göç etmleri münasebetiyle nehir sandıkları yerden geçerken oranın birden çok derinleşmesi ve topluca boğulmaları olmuş...hmmm..üzücü :(


- abelizorit ve majungazor: güneyde takılanlar :)

Önemli not: bu bilgiler tamamen benim bıyığıma takılanlar, doğru/yanlış mesuliyeti kabul etmem :)

ama daha önce de dediğim gibi Denver en iyisi :)


2 haziran 2012'deki 3. ve son bölüm ise "acayip dinozorlar" ile ilgiliymiş, ilgilenenlere....

23 Mayıs 2012 Çarşamba

Eurovision 2012'yi takip etmek isteyenlere: CAN BONOMO :)

Eurovision'u sevin ya da sevmeyin ama bence Can Bonomo'yu şöyle bir dinleyin, kısa bir takibin kimseye zararı olmaz :)
İlk olarak yarı final 24 Mayıs 2012'de TRT 1, TRT Müzik, TRT HD’de saat 22.00′de yayınlanacakmış.. Final ise 26 Mayıs 2012'de yine aynı saatte aynı kanalda olacakmış...hmmmm...
Ayrıca, bu oyrovizyon olayının tarihi nedir ki diyenler için NTV 25 Mayıs Cuma  günü 22:15'te “Eurovision’un Gizli Tarihi” isimli bir program yayınlayacakmış...
Benim sevdiğim Can Bonomo şarkısı "Meczup" şöyle;




Eurovision 2012 şarkısı ise "Love Me Back" :




Daha detaylı bilgi almak isteyenler canbonomo.com'a bakabilir ya da üşenirse direk buraya tıklayabilir :)
bakalım sonuç ne olacak... Kendisine buradan "Lokum şansı" dileyelim :) - ki kendisi pek bir tatlı olur:P-

22 Mayıs 2012 Salı

Ersin Karabulut: 2011 En İyi Mizah Çizgi Roman Çizeri seçilmiş, ooooleeeeey :)

Ersin Karabulut adıyla tanışalı çoook olmuştu ki ara verdim hem de pattt!!  diye hatta zınk!!!!!  diye :) ki o sıralar yanlış olmasın "sandık içi" adı altında "penguen" dergisindeydi... bu arada tipi de şöyleydi:

ersin karabulut ve burnu
değişik bir çizgisi ve anlatımı vardı bana göre,evdekilerin dergiyi almasını gözlerimi kocaman yapıp bekliyordum unutup da almazlarsa  kapıya yönelip onları tehdit ediyordum "bak kaçarım evden haa" gibilerden ama hoş onlar bunu sadece "şımarıklık" olarak adlandırıp başımı okşayıp pışpışlayıp yolluyorlardı odaya..Neyse çok uzatmayayım sonra eve gelmez oldu bu dergi,sonra "uykusuz" dergisi çıktı falan.. ara verdikçe ben de unuttum bu abiyi açıkçası;


şuna benzer çizgileri vardı;

bir de bu;


şimdiki löşesinin adı; "amatör" diye biliyorum..nerden biliyorum çünkü okuyorum arada da kokluyorum :)
işte bu abi ntvmsnbc.com'un haberine göre Çizgi Roman Okurları Platformu tarafından düzenlenen Çizgi Roman Ödülleri'nde "En İyi Mizah Çizgi Roman Çizeri" seçilmiş,hmmmmm :) Hoooleeeey :)


Neden bilmiyorum bu sevincim..
Ersin abiyle bir akrabalık da yok halbuki ama "aaa ben de beğeniyordum bu çocuğu" demek de egomun bir taraflarını şişiriyormuş, hadi hayırlısı :)

Not: Yazıklarımda isim cisim karışıklığı olabilir, doğrusunu bilen yazsın bilmeyen ahkam kessin hadi bakalım hodri meydan :P

21 Mayıs 2012 Pazartesi

LOKUM'un Tarifi Baştan Yazılıyormuş; Yok Artık :)

Başlığı görünce bana inanmayanlar olabilir diye düşünerek aşağıdaki fotoyu ekledim.. 

Nasıl bir foto acaba bu okunmuyor diyenler için (ki fotonun aynı zamanda okunabilir olması gerekir mi o ayrıca tartışılabilir) Radikal'deki yazıya bir tık lütfen (Haber: Hacer Boyacıoğlu, kendisine teşekkür,selam,saygı)

Özetle bahsettikleri şey adaşım olan lokumların içinde yer alan şeker vb. oranların değişim oranlarıyla ilgili. Aynen şu foto kullanılabilir:

kaynak: radikal
Gazeteyi açıp 4.sayfada pat diye bu haberi görünce bir değişik oluyorsunuz haliyle :) 
İmza: - Lokum'un şekere bulanmış bıyıkları-

19 Mayıs 2012 Cumartesi

DİNOZORLARIN KRALLIĞI'NI KAÇIMAYIIIIN :)

Bir varmış, bir yokmuş :) biz dünya denilen gezegene "düşmeden" çook önce başka kardeşlerimiz bu gezegende fink atıyormuş... bu kardeşlerimizin boyutu bizden azcık büyükmüş..ama olsun, dişleri de daha keskinmiş..ama olsun, bize finlandiyadan üfleseler en yakın avustralyadan çıkarmış diyorlar.. ama olsun :) işte böyle boş boş dedikodu yapmayalım diye ntv bu akşam bir belgesel yayınlayacak hem de saat 9da,akşam.. mutlu seyirler, bu heyecana en iyi az yağlı kendinden tuzlu patlamış mısır gider..




içecek de ben şimdi söylemiim, kedi olunca "süt" istersin derler beni deli ederler :P

En sevdiğim dinazor: DENVER :) (Kaynak:itü sözlük.com)


detay bilgi için ahanda buraya bir tık please
keyifli seyirleeeer:) 
izleyenler azcık yorum yazsın yahuuuuu :P

16 Mayıs 2012 Çarşamba

Türkiye'nin ilk sualtı fotoğraf sergisi Gölcük'te açıldı: vaaaaay :)

Merhabalar,
Lokum Londra'dan bildiriyor'dan sonra şimdi de sualtı işlerine el attım :) Haberi gazetede görünce "Aaaa ne güzel bir şeymiş bu" deyip paylaşmak istedim.. Sualtı fotoğrafçılığı, sualtı fotoğraf sergisi vs.. şimdilik bana uzak kavramlar.. "kediler sudan hoşlanmaz" deyişi tamamen yalan olmasa da "az hoşlanırız, uzaktan sevişiriz" de diyebiliriz :)

foto kaynak: Radikal

"Türkiye’de ik kez sualtında bir sergi açıldı. Engelsiz Deniz Projesi kapsamında Gölcük Değirmendere’de sergilenen fotoğraflar, 1999 depreminde sular altında kalan çınar ağaçlarına asıldı. Serginin son günü 16 Mayıs. Gölcük Engelliler Derneği ve Gölcük Fotoğraf ve Sinema Sanatçıları Derneği tarafından yurt geneline yönelik yapılan ‘Pozitif imaj içerikli fotoğraf yarışması’na katılan 350 fotoğraf arasından 40 fotoğraf seçildi. Vinil üzerine baskı yapılan fotoğraflar milli yüzücüler tarafından sualtına indirildi. Değirmendere Sualtı Topluluğu (DESSAT) tarafından hazırlanan ‘Engelsiz Deniz Projesi’nin en önemli etkinliği Değirmendere’de gerçekleştirildi. Vinil baskı üzerine basılan fotoğraflar, 1999 depreminde sualtında kalan asırlık çınar ağaçlarının dallarına asıldı." demiş Serkan Ocak Radikal'de...

Serginin bugün son günüymüş.. Çok fazla görsele rastlayamadım internette, olanlar da sadece su üstünde yapılan kara konuşmalarına aitti, sevmedim.. 
Ben de size kocaman bir sürprizle :) sualtı fotoğraflarından sevdiğim birkaç seçki koydum :)








Pozitif imaj içerik deyince bıyığıma takılanlar;








İşte böyle :) Mutlu günler herkese :)

14 Mayıs 2012 Pazartesi

Adalar'daki Arkadaşım Sevgili Marşmelov :)


Marşmelov :)


Seninle arkadaşlığımız çoooook eskiye dayanmıyor ama olsun ben yine de bugün seninle bir şeyler paylaşmak istedim. Öncelikle sorayım; "Adalar nasıl?" Senin mekanın tabii oralar lafım yok hiç.. bizim buralar pek bir sıkıcı oldu bu sıralar.. ama öyle bildiğin gibi değil..biraz bilmediğin gibi ... senin keyfin yerinde diyeceğim ama mincik bir ada neticede ne kadar gezebilirsin oraları,elbet yol biter keşif durur... (martılar hiç bitmez ama yalap şalap değil mi :) bu sıralar keşfini yaptığım şeyden oldukça sıkıldım.. ancak sonra şunu düşündüm; "sıkılmayı da öğrenmen gerek lokum.." işte seninle bugün paylaşmak istediğim konu buydu; sıkılma hakkı..... daha ufacıkken belki daha kolaydı ama şimdi keşiflerimden sıkılmak beni de sıkıyor..sen anladın bence beni :) 
Sevgili Marşmelov, şimdilik adaların tadını çıkar, benim denizime de az kaldı hissediyorum :)



9 Mayıs 2012 Çarşamba

Günün Şarkısı: PORQUE- POCHİLL

Bugünün şarkısı budur : PORQUE (girişteki melodik tını hep kulaklarımda)



ve de ayrıca klibini çok sevdim, saçma sabuk danslardan ablalardan abilerden kurtulmuş olduk :) 
bir de unutmadan söyleyeyim; "porque"nin anlamı "çünkü" imiş.. hmmmmm..aslında şarkının ingilizce sözlerine de baktım ama paylaşmamaya karar verdim.. çünkü bazen melodi sözün önüne geçiyor, burada da öyle olsun porkeeee :P

8 Mayıs 2012 Salı

KUMKURDU BİTTİ :( AMA NEDEEEN :(

Kumkurdu bu, istediği yere gidebilir.. hatta sessiz ve kıpırtısız durur kimsecikler onu fark etmez.. tabii ki benim bıyıklarımdan ve ıslak burnumdan kaçamaz ama olsun :)
En son Osuruk Tozu ve Balık kitapları için "neden bittiiii..." dediğimi hatırlıyorum ...
Gel gelelim kitabın benim böyyük hayallerimi alt üst edip etmediğine.. hani bazen olur ya çok istediğiniz bir şey bir anda elinize geçince cazibesini kaybeder, "amaaan bu muymuş" deyip kenara atarsınız ..hatta ona sadece ulaşma durumu-aslında ulaşamama durumudur- onu size çeken vs.. 
Ancak...
Bu kitapta şöyle oldu; "vay ben başımı nerelere vurayııııımmm,neden daha önce okumadıııım vay vay vay.." şeklindeki sızlanma mırlanma ve de mızıldanmalarım geçince kendimi toparlayıp bir kedi asilliğinde üzerime düşen sorumluluğu yerine getirmeye ve kitapla alakalı yorumlarımı paylaşmaya karar verdim..
başlık zaten malum Kumkurdu olunca hikayede de en azından bir adet kumkurdu ile karşılaşmayı umuyor insan ve evet buluyoruz aradığımızı.. bir de kapakta "ohh be burası çok rahatmış" pozu veren mincik kız var, adı ZACKARİNA... 

anlamını vs. bilmesem de kızın ismi hoşuma gitti :) minik Zack (ona böyle seslenmeme bir şey demez umarım, burası da mesaj platformu gibi oldu yalnız Behiç Ak'tan sonra :) anne ve babasıyla deniz kenarında bir yerlerde yaşıyor, yaşı tahmini olarak 5ten büyük 12den küçük ama gerisini bilemem.. civarlarında başka ev olmadığından ve anne/babası iyi niyetli bir şekilde aslında minik kızla vakit geçirmek istemelerine ama tabii ki bu zamanların Zack'in istediği her an'a denk gelmemesi neticesinde kız çocuğumuz kendini bisiklet, deniz, kum,güneşte bulurken bir gün..bir de bakıyor ki hayatına Kumkurdu girmiş :) aralarındaki tümmmm diyalogları çok özel bir çerçevede tekrar tekrar okumak ve her okumada yazara saygı duruşunda bulunmak gerek diye düşünüyorum.. 
Kumkurdunun Zack'i çaya davet etmesi ve orada rüya kurabiyelerinden yemeleri, kuyrukluyıldızın ziyareti, anneannenin muziplikleri, bulaşık yıkanması, araba anahtarı, saksağan kuşunun sesinin kesilmesi, şarkı söylenmesi, bisikletle denize uçma alıştırmaları, morlukların madalya olarak anlatılması...ohoooo ben böyle sabaha kadar yazarım artık :) Balık'taki gibi bir yerlerden bir yerlere falan gitmiyorlar..aslında sadece "oldukları yer"deler.. ama süperler :) kitaptan sırasıyla alıntılar ekliyorum aşağıya, umarım okuması zor olmaz..ha baktınız zor, alıverin kitabı da adamakıllı tanışın Zackarinayla ve kumkurduyla :P










Zackarina :)



yiğit özgür araya sıkışmış :P





işte böyleeeee... şimdi sıra ikinci kitapta :) heyecanlıyım tabii ki de :) buarada kim ne okuyor yazsanıza be yav :)