28 Şubat 2013 Perşembe

Google'la Yoga Zamanı :)

Bu aralar evde bir telaştır gidiyor, bilgisayar başında sabahlanıyor.
Sanki Sırık bir şeyler yazıyor ve onun bugünlerde son günüymüş, tez mi dedi ne dedi,çok da anlamadım ama Çilli yine sabırsız etrafa bağırıp durabiliyor, pehh,onu takan kimse :)
Ben de bilgisayarı boş bulduğum bir an "Yoga" yapayım dedim :)
Aradığım soruların cevaplarını belki bulurum diye, devir teknoloji devri ya :)

Google'la Yoga Zamanı :)
HERKESE MUTLU YOGA'LAMALAR :)

26 Şubat 2013 Salı

"Kahveli Lokum" Muhabbeti :)

Uzun, parlak,kabarık tüylerimle hep gurur duymuşumdur.. Tanımayan İran kedisi kırması olduğumu da düşünebilir ama ben halis mulis Tekir'im.
Bu güzel tüyler her zaman kıskanıldı, hem de sadece kediler tarafından da değil insan evlatları tarafından da.
Kıskançlık neticesinde patilerimin altına konan kahve ve benim bu kafein suyuna bulanmam ile tüylerimin bir kısmı geçen hafta kahveye bulandı..
Canım Sırık, beni bu durumdan kurtarmaya çalışırken Çilli'nin beni bu halde fotoğraflamaya çabalaması da gözlerden kaçmadı.. Tabii ki vermedim böyle bir pozu, Çilli de avcunu yaladı :)
Adımın Lokum olduğunu bilmeyenler bile "pek şeker" derler bana ama adımın şöyle bir şeyle de bağlantısı olduğunu duymuştum;
Kahveli Lokum :)

Hele ki kahveyle..
Kahveli Lokum geyiğine daha fazla sarmadan, bu olayın sonunda aldığım kafeinin de etkisiyle(ki başka bir sebep olamaz) birkaç pati darbesi yiyen Çilli'ye de buradan selam olsun :)

HERKESE MUTLU GÜNLER, GÜNEŞ SICAĞINDA BANYOLAR DİLERİM :)


23 Şubat 2013 Cumartesi

Günün Şarkısı: "Monster in Paris"ten "La Seine" :)

Filmi izlemediyseniz izleyin,
bu şarkıyı duymadıysanız da dinleyin :)


*** Vanessa Paradis'e de ıslak burnumu göndermeyi düşünüyorum :) 

22 Şubat 2013 Cuma

İnsan Yavrusuyla Tanışma Merasimi :)

"Nerdeydin Lokum?" diyenlere cevabım; "daha yeni travmadan çıktım"... İnsan yavrusuyla yeni tanıştım da :)
Karmaşık gelmesin, hemen özetleyeyim, öncelikle bu yavru Çilliyle Sırık'ın falan değil yani tabii ki kalıcı olarak gelmedi eve.. Sırık'ın yeğeni ve kalabalık bir grup insan evi bastılar geçen haftalarda..En küçüğü 3,5'undan en büyüğü 83,5'a kadar yaş skalası vardı..Bu kadar insanı bir arada görmeye alışkın değilim ben yahuu.. Bu arada eve misafir çağırmadan önce benden alınmayan izin de Çilli'nin hesabına ayrıca kocaman bir eksi (-) olarak geçti, kayıtlarda var.
Gelelim misafirlik sürecine.. 3,5 yaşındaki miniklik kendince beni oyun arkadaşı/uyku yastığı  sandığından olsa gerek olabildiğince uzak durdum kendisinden.. Ha bir de gelmiş karnımı sevmeye çalışıyor, yok arkadaş bu kadarı da pes dedim, 3 numaralı bakışımla uzaklaştım oradan, evden kaçmanın planlarına koyuldum..
Evden Kaçma Plan-1

Evden Kaçma Plan-2
Neticede olaya "insanlarla" daha çok vakit geçirmenin keyifli taraflarından bakma ve Çilli'nin "benim gibi yabani bu kedi" laflarını yutturmak için ayaklara sürtünme ve kucaklara yayılma politikasıyla devam ettim..
Ta ki.............................
Minikliğin -tam ben uyurken- bak burayı kaçırma-TAM BEN UYURKEN- nihaleyi "altıma koyma" çabasına çok da sessiz kalamazdım ancak insan yavrusunun "ben daha iyi uyuyayım" diye nitelendirdiği bu hareketin asıl sebebi -yine her zamanki gibi- Çilli olsa da yavruya bir pati salladım ama tırnaklarımdaki müthiş bakımı göstermedim, bu sadece "çekil git başımdan" haliydi.. Tabii ki miniklik beni anladı, işte yavruların daha zeki olduklarının kanıtı da burada, bir daha da bana yanaşmadı.. Hatta koridorda karşılaştığımızda birkaç kere daha düşündü, güzeeeel :)
Yavrusu bu kadar "Leb" demeyle "leblebi"yi anlamışken insanların "Leblebi tozu"nu yutmalarını da esefle karşıladım :)
Sonunda miniklik ile arkadaş olduk;  o,başımdan okşayıp uyku sürecime katkı sağladı, ben de onun uyku yastığı olmanın tadını çıkardım çünkü hoş bir yumuşaklığı/kokusu vardı :)

HERKESE BOL UYKULU GÜZEL HAFTALAR DİLERİM :)